Salavat-ı Kübra Arapça Türkçe Okunuşu ve Fazileti
Salavat-ı Kübra Arapça harflerle harekeli okunuşu, Salavat-ı Kübra Türkçe okunuşu ve Salavat-i Kübra Faziletleri.
Salavat-ı Kübra Arapça Harflerle Okunuşu
الصَّلَوَاتُ الكُبْرَى
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْمُرْسَلِينَ ﴿١﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ النَّبِيِّينَ ﴿٢﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الصَّادِقِينَ ﴿٣﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الرَّاكِعِينَ ﴿٤﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ السَّاجِدِينَ ﴿٥﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْقَاعِدِينَ ﴿٦﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْقَائِمِينَ ﴿٧﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْمُصَلِّينَ ﴿٨﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الذَّاكِرِينَ ﴿٩﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الشَّاهِدِينَ ﴿١٠﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الأَوَّلِينَ ﴿١١﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْآخِرِينَ ﴿١٢﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا رَسُولَ اللهِ ﴿١٣﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ ﴿١٤﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا حَبِيبَ اللهِ ﴿١٥﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَنْ أَكْرَمَهُ اللهُ ﴿١٦﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَنْ عَظَمَهُ اللهُ ﴿١٧﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَنْ شَرِّفَهُ اللهُ ﴿١٨﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَنْ أَظْهَرَهُ اللَّهُ ﴿١٩﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَنِ اخْتَارَهُ اللهُ ﴿٢٠﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَنْ صَوَّرَهُ اللهُ ﴿٢١﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَنْ عَبَدَ الله ﴿٢٢﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا خَيْرَ خَلْقِ اللهِ ﴿٢٣﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا خَاتَمَ رُسُلِ اللهِ ﴿٢٤﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سُلْطَانَ الْأَنْبِيَاءِ ﴿٢٥﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا بُرْهَانَ الْأَصْفِيَاءِ ﴿٢٦﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مُصْطَفَى ﴿٢٧﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مُعَلَّى ﴿٢٨﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مُجْتَبَى ﴿٢٩﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مُزَكِّي ﴿٣٠﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَكِّيُّ ﴿٣١﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مَدَنِيُّ ﴿٣٢﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا عَرَبِيُّ ﴿٣٣﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا قُرَشِيُّ ﴿٣٤﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا هَاشِمِيُّ ﴿٣٥﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا أَبْطَحِيُّ ﴿٣٦﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا زَمْزَمِيُّ ﴿٣٧﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا تِهَامِيُّ ﴿٣٨﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا أُمِّيُّ ﴿٣٩﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ وَلَدِ آدَمَ ﴿٤٠﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا أَحْمَدُ ﴿٤١﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مُحَمَّدُ ﴿٤٢﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا طٰهٰ ﴿٤٣﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا يٰسٓ ﴿٤٤﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا مُدَّثِرُ ﴿٤٥﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا صَاحِبَ الْكَوْثَرِ ﴿٤٦﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا شَافِعَ يَوْمِ الْمَحْشَرِ ﴿٤٧﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا صَاحِبَ التَّاجِ ﴿٤٨﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَ أَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا صَاحِبَ الْمِعْرَاجِ ﴿٤٩﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الأَوَّلِينَ وَالْآخِرِينَ ﴿٥٠﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْمُحْسِنِينَ ﴿٥١﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدَ الْكَوْنَيْنِ وَالثَّقَلَيْنِ ﴿٥٢﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا صَاحِبَ النَّعْلَيْنِ ﴿٥٣﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا سَيِّدِى يَا رَسُولَ اللهِ يَا خَاتَمَ الْأَنْبِيَاءِ وَالْمُرْسَلِينَ ﴿٥٤﴾
أَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا نَبِيَّأَلْفُ أَلْفِ صَلَاةٍ وَأَلْفُ أَلْفِ سَلَامٍ عَلَيْكَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ يَوْمَ الدِّينِ ﴿٥٥﴾
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ وَ سَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ayrıca oku: Yüz Milyon Salavata denke Salavat
Salavat-ı Kübra Türkçe Anlamı
1- Ey Mürsel (gönderilen)lerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
2- Ey Nebi (peygamber)lerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
3- Ey Sıddıkların Efendisi! Bir milyon salat ve birmilyon selam senin üzerine olsun.
4- Ey Ruku' Edenlerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
5- Ey Secde Edenlerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
6- Ey Ka'deye Oturanların Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
7- Ey Kıyamda Duranların Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
8- Ey Namaz Kılanların Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
9- Ey Zikredenlerin Efendisi! Bi rmilyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
10- Ey Şahitlerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
11- Ey Evvelkilerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
12- Ey Sonrakilerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
13- Ey Allah'ın Rasulü! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
14- Ey Allah'ın Nebisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
15- Ey Allah'ın Habibi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
16- Ey Allah'ın kendisine ikram ettiği Zat! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
17- Ey Allah'ın kendisini büyük tuttuğu Zat! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
18- Ey Allah'ın kendisine şeref verdiği Zat! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
19- Ey Allah'ın kendisini galip kıldığı Zat! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
20- Ey Allah'ın kendisini seçtiği Zat! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
21- Ey Allah'ın kendisine üstün suret (ve siret) verdiği Zat! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
22- Ey Allah'a (gerçek manada) ibadet eden Zat! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
23- Ey Allah'ın Mahlukatının En Hayırlısı! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
24- Ey Allah'ın Rasüllerinin Sonuncusu! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
25- Ey Enbiyanın Sultanı! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
26- Ey Esfiyanın Burhanı! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
27- Ey Mustafa! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
28- Ey Mu'alla (son derece üstün kılınmış zat)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
29- Ey Mücteba (seçkin kılınmış zat)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
30- Ey Müzekki (Ümmetini günahlardan temizleyen)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
31- Ey Mekki (Mekkeli)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
32- Ey Medeni (Medineli)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
33- Ey Arabi (Arab kavmine mensub)! Bir milyon salat ve bir milyon selam seninüzerine olsun.
34- Ey Kuraşi (Kureyş kabilesine mensub)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
35- Ey Haşimi (Haşim oğullarına mensub)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
36- Ey Ebtahi (Mekke'de bulunan Ebtah vadisinde konaklayan)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
37- Ey Zemzemi (Zemzemle büyüyen)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
38- Ey Tihami (Mekke'nin bağlı bulunduğu Tihame bölgesinin sakini)! Bir milyonsalat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
39- Ey Ümmi (Okuma yazma bilmediği halde bütün ilimleri Rabbinden öğrenen)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
40- Ey Ademoğullarının Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerineolsun.
41- Ey Ahmed! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
42- Ey Muhammed! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
43- Ey Taha! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
44- Ey Yasin! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
45- Ey Müddessir! (İlk vahiy geldiğinde yakalandığı sıtma nedeniyle örtülere bürünen)! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
46- Ey Kevser ırmağının sahibi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
47- Ey Mahşer gününün Şefaatçisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
48- Ey Tac sahibi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
49- Ey Mi'rac sahibi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
50- Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
51- Ey Muhsin (Allah-u Te'ala'yı görür gibi ibadet eden)lerin Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
52- Ey Kevneyn ve Sekaleynin (iki cihanın ve insü cannın) Efendisi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
53- Ey Na'leyn (iki mübarek takunya) Sahibi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
54- Ey Efendim! Ey Allah'ın Rasulü! Ey Nebilerin ve Rasüllerin sonuncusu! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
55- Ey ceza gününde (şefaat makamına erdirilen) Allah'ın Peygamberi! Bir milyon salat ve bir milyon selam senin üzerine olsun.
İzzet sahibi Rabbini, onların vasfettikleri şeylerden (müşriklerin yanlış nitelemelerinden) tenzih ederim. Gönderilen peygamberlerin tümüne selam olsun. Bütün hamdler de alemlerin Rabbi olan Allah' a olsun.
Salevat-ı Kübra ve Faziletleri
İmam-ı Cüneyd (Radıyallahu Anh)’dan nakledilen şerhe göre; Abdullah ibni Abbas (Radıyallahu Anhuma) şöyle demiştir:
Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün Medine mescidinde oturuyorken,
Cibril (Aleyhisselam) yanına gelerek:
Ya Muhammed! Rabbin sana selam söylüyor, seni tahiyye ve ikram ile tahsis buyuruyor.
Şüphesiz ben sana O'nun katından bir hediye getirdim ki, onu senden evvel kimseye hediye etmedi, senden sonra da kimseye hediye etmeyecek.
İşte o, salevat-ı kübra (en büyük salatlar)’dır.
1. Ey Muhammed! Kim bu salevatı okursa:
Allah-u Te'ala ondan (70 Bin) çeşit belayı defeder ve onu kıyamet gününün şiddetlerinden kurtarır, dedi.
2. O zaman ben: Ey kardeşim! Ey Cibril! Bu nimetler, bu salevatı okuyan kimseye verilecek mi?" deyince o:
Ömründe (3 kere) okuyana dahi Allah-u Te'ala:
Tevrat'ı, İncil'i, Zebur'u, ve Furkan'ı okuyan kimsenin sevabını verir.
İbrahim Halil, Musa Kelim ve İsa Ruhullahi'l-Emin hakkı için bu böyledir, dedi.
3. O zaman Rasulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
Ey kardeşim, Ey Cibril! İşte bütün bunlar, bu salevatı okuyana mı aittir. diye sorunca o:
Muhakkak Allah-u Te'ala öyle bir melek yaratmıştır ki onun seksenbin kanadı vardır, herbir kanatta onun yetmişbin tüyü vardır.
Onun yetmişbin başı vardır ki her başta yetmişbin ağız, her ağızda da yetmişbin dili vardır.
Her lisan Allah-u Te'ala'ya hamd ve tesbihte bulunur ve tesbihinde:
O Allah'ın nasıl olduğunu Kendisinden başka kimsenin bilemeyeceği Zatı tesbih ederim. der.
Şüphesiz ki Bari Celle Şanühu o meleğe tecelli eder, o da Allah-u Te'ala'ya secdeye kapanır.
Allah-u Te'ala ona:
Başını kaldır, muhakkak Ben seni; Habibim Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e bu salevatı okuyan kimseyi:
Her afet ve musibetten korumanla görevlendirdim, buyurur.
O zaman ben:
Bütün bu müjdeler, bu salevatı okuyana mı aittir?" dediğimde Cibril (Aleyhisselam): Evet ya Muhammed!" dedi.
Salihlerin birinden nakledildiğine göre, bu salatın ilginç bir kıssası vardır.
Buna göre kebair günahların en büyüklerinden birini işlemiş olan bir kadın vicdanen rahatsız olarak, o günahı işlediği beldede duramamış, başka bir şehire girmek zorunda kalmış.
Sonra Şeyh Cüneyd'e giderek ona yaptığı günahı anlatmış ve bir tevbesi olup olmayacağını sormuş.
Şeyh Cüneyd (Kuddise Sirruhu) ona:
Tabi senin tevben kabul olur, demiş.
Sonra ona tevbe etmesini emretmiş ve tevbesinde sebat edeceğine dair ondan ahd-ü misak almış.
O kadın en güzel bir tevbeyle Allahu Te'ala'ya rucu edince, o ona bu salevat kübrayı öğretmiş ve her cuma gecesi bu salatı okumasını emretmiş.
O da yedi Cuma bu salatı okumuş. Son cuma okuduktan sonra vefat ederek Allah-u Te'ala'nın rahmetine intikal etmiş.
Onu gömmelerinin ardından çok zaman geçmeden Şeyh Cüneyd oğluna gitmiş ve annesinin (günahının onu da alakadar eden bir konu olması hasebiyle çocuğun yapması gereken bir vazife bulunduğu için annesinin günahını ve) tevbesini haber vermiş.
Bu durumu öğrenmekten çok rahatsız olan oğlu mana aleminde annesini büyük bir tahtın üzerinde uyur vaziyette görmüş. Yanında yetmiş hizmetçi varmış.
O delikanlı bu büyük nimeti görünce: ona: Ey anneciğim! Sen bu kadar büyük günah yapmışken bu yüksek mertebeye nasıl nail oldun? demiş.
O da ona: Oğlum! Ben Allah-u Te’ala'ya tevbe ettim. Bu kavuştuğum derece ise Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e okuduğum salevat-ı kübra bereketiyledir" demiş.
Çocuk annesine: Ey anneciğim! Sen ne okuyordun? demiş. Annesi de: Evladım! Şeyh Cüneyd bana bu salatı öğretti, ben de onun bereketiyle bu büyük nimete erdim.
Sen ona git ki sana Rasulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yapacağın bu salatları öğretsin, demiş.
Çocuk Şeyh Cüneyd'e vardığında ondan da tevbe sözü almış ve bu salevat-ı kübrayı talim etmiş.
4. Ulemanın beyanına göre:
Şüphesiz ki Allah-u Te'ala bu salevat ile salat yapana, hiçbir göz görmedik, hiçbir kulak işitmedik ve hiçbir beşerin hatırından geçmedik nimetler verecektir.
5. Herhangi bir kul (ömründe 15 kere) bu salevatı okursa kıyamet günü olduğu zaman yüzü dolunay gibi olur ve onun çok büyük bir derecesi olur.
6. Ayrıca bu salevatı okuyanlar:
Rasulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e
(110 milyon) salat-ü selam okumuş olurlar.
Kaynak: (Abdurrahim Yusuf, es-Salevatü'l-kübra, 4-17) Yararlanılan diğer kaynaklar: Salevat-ı Kübra (12-34) (Ahmet Mahmut Ünlü)
Yorum Gönder for "Salavat-ı Kübra Arapça Türkçe Okunuşu ve Fazileti"