Erbaini İdrisiyye Faziletleri Nelerdir (40 Esma
Erba'în-i İdrîsiyye faziletleri nelerdir? 40 Erba'în-i İdrîsiyye Şerhi isim sırları ve havassları nelerdir kaynakları ile haberimizde.
Erba'în-i İdrîsiyye ve Faziletleri
Süfiyye ve meşâyıh hazarâtının beyanları vechile; Allâh-u Te'âlâ, İdris (Aleyhisselâm)a kırk (40) ism-i şerif öğretmiştir. Fakat bu ism-i şeriflerin kendilerine şerh yazan Ebu'n-Necîb es-Sühreverdi Hazretleri'ne nispet edilmeleriyle meşhur olmuştur.
Bunlardan her biriyle yapılan duaya icabet çok çabuk olacağından her biri İsm-i Âzam kabul edilmiş, mecmûuna (hepsine) ise "Esmâ-i'lzâm (en büyük isimler)" adı verilmiştir. Bu ism-i şerifler ulemâ, evliya ve kutuplar nezdinde sürat-i tesirle meşhur olmuştur. Evliyâullâhtan birçoğu en yüksek makamlara sadece bu isimlerin bereketiyle vâsıl olmuştur.
Ayrıca oku: 11 İsmi Azam Duası Faziletleri
Ebû Tâlib el-Mekkî (Kuddise Sirruhi) bu isimleri cuma günü okunacak dört kıymetli zikirden biri olarak beyan etmiştir. Bu isimlerin zikretmekle meşgul olanların üzerinde bu isimlerin bereketi süratle zâhir (çabucak belirgin) olur. Ancak bunun şartı takvâya riâyet ve hâlis niyettir.
Allâh-u Te'âlâ bu isimleri İdris (Aleyhisselâm)a indirmiş, bunların bereketiyle kavmine karşı ona yardım etmiş, onu onların yanlış işlerinden kurtarmış, onlar da ona iman ve ittibâ ederek felah bulmuşlardır. Sonra İdris (a.s) göklere kaldırılınca Allâh-u Te'âlâ bu ism-i şerifleri onun ümmetine bırakmış, onlar da bu ism-i şerifleri okuyup istifadeye devam etmişlerdir.
Birbirinden tevârüs yoluyla bu isimler Îsâ (Aleyhisselâm)a intikal etmiştir. O da bu ism-i şeriflerle ölüleri diriltmiş, körü ve alacalıyı iyileştirmiştir ve bir nice mucize izhar etmiştir. On iki bin Yahudi kendisini öldürmek için bulunduğu yeri kuşattıklarında Allâh-u Te'âlâ bu isimler bereketiyle onu göklere kaldırmıştır.
Böylece Îsa (Aleyhisselâm)ın göğe kaldırılışından sonra Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ba's olunup (gönderilip gazalar başlayınca Hendek Muharebesi'nde Rasûlüllâh ( Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) büyük sıkıntılara düşmüş, o zaman Allâh-u Te'âlâ bu ism-i şerifleri Habibi (s.a.v)'e tekrar inzal buyurmuş ve kendisine bu ism-i şeriflerle gizlice dua etmesini emir buyurmuştur.
Rasuûlüllâh (s.a.v) de bu ism-i şerifleri okumuş, Allâh-u Te'âlâ bu ism-i şerifler hürmetine kendisini ve eshâbını kafirlere galip kılmıştır. Bu ism-i şeriflerin faydası çok umûmi olup insanların birçoğu bununla terakkiler kazanmışlar, bu isimler hürmetine birçok kerâmetlere nâil olmuşlardır. Bu isimler evliyânın silahıdır.
Rasûlüllâh (S.a.v) bu isimleri amcasının oğlu Ali ibni Ebî Tâlib (Radıyallâhu Anh)a öğretmiş, o da bu isimleri Hasen-i Basrî (Radıyallâhu Anh)a tâlim etmiş, sonra insanlar bu isimleri birbirinden alarak bu isimler bize kadar vâsıl olmuştur (ulaşmıştır). Ancak bu isimleri öğrenenlerin câhillerden, çoluk çocuktan ve bidatçılardan bunları koruması, dinine diyanetine (takvaya riayetine) ve sıyânetine (muhafazakârlığına) güvenmediği kimselere bu isimlerin açıklanmaması lazımdır.
40 İsm-i Şerifin Şartları
Bu isimleri okuyacak kimseler ilk önce niyet ve itikat (bunların tesirine karşı inanç)larını güzel yapmalıdırlar. Zira hadis-i şerifte;
"Ameller niyetlere göredir, herkes için niyet ettiği şey vardır" buyrulmuştur (Buhari,Bedü'l-vahy:1. 1/3)
İnsan ihlaslı bir niyetle bu isimlerden birini zikretse anında kabul görür, lâkin ilk başta en az yüz kere tevbe, istiğfar ve salevât-ı şerife okunmalıdır. Allâh-u Teâlâ güzel amel işleyenlerin ecrini zâyi etmeyecektir. Olmuş ve olacak şeyler hakkında kalem kurumuştur. Lâkin Allâh-u Te'âlâ senin hakkında bir iş murâd ederse, seni o işe dua etmen için harekete geçirir.
Hakikatte muharrik olan Fâ'ıl-i Muhtar (dilediğini yapmakta serbest olan ve istediği için dilediğini harekete geçiren) ancak Allâh-u Te'âlâ'dır. Fakat sen bu zikirlerle meşgul olup da kabul eseri görmezsen, sakın Rabbin hakkında sû-izanda (kötü düşünme). Çünkü O sana Kendi murad ettiği zamanda icâbeti tazmin etmiş (kabul sözü vermiş)tir, senin istediğin zaman değil. İcabet kaçınılmazdır lakin ilm-i ezelide bunların vakti saati vardır.
Allâh-u Te'âlâ bazen istenilenin aynı ile icabet buyurur, bazen de farklı bir yolla icabet (duayı kabul) buyurur. Çünkü Allâh-ı Te'âlâ bütün gaybları hakkıyla bilen Allâmu'l-ğuyûbtur, O senin kârını senden iyi bilir.
Yorum Gönder