Asımın Nesli Nedir? Asımın Nesli Ne Demek? Asım kimdir

İçindekiler
Asım'ın nesli nedir? Asım'ın nesli ne anlama geliyor? Asım kimdir? Asım'ın nesli hakkında kısa bilgiler.

asimin nesli ne demek

Mehmet Akif Ersoy Asım'ın neslini şöyle anlatıyor;
"Asım'ın nesli diyorum ya... Nesilmiş gerçek...
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar, o rüku olmasa dünyada eğilmez başlar.

Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor.
Bir Hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem sığmaz.

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber.
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

Asım Kimdir?
Asım; Peygamber efendimiz Hz Muhammed (s.a.v.)'in sahabe arkadaşlarından, Medineli Hz Asım Bin Sabit (r.a) dır. Hz. Asım Bin Sabit, bütün hayatı Allah yolunda savaşlarla geçmiş alim ve edib bir zattır. Künyesi Ebu Süleyman, annesi, Şemus binti Ebi Amir'dir.

Doğum tarihi belli değildir, hicretten önce iman etti. Kız kardeşi Cemile Binti Sabit, Hazreti Ömer (r.a)'ın hanımıdır.

Arıların Koruduğu Sahabe:

Hz. Asım'ın sadağında yedi ok vardı. Attığı her ok ile bir müşriki öldürdü. Oku bitince birçok müşriği mızrağıyla delik deşik etti. Öyle bir an oldu ki mızrağı da kırıldı. Hemen kılıcını sıyırdı, kınını kırıp attı. Bu, "Ölünceye kadar döğüşeceğim, teslim olmayacığım" manasına gelirdi. Sonra da şöyle dua etti:

"Allahım! Ben bugüne kadar senin dînini koruyup hıfzettim, sakladım. Senden bu günün sonunda, benim etimi, vücudumu koruyup, hıfzetmeni niyâz ediyorum. "

Çünkü Uhud'da öldürdüğü iki kardeş olan Haris ve Müsafi' bin Talhâ'nın anneleri Hz. Asım'ın kafatasından şarap içmeye yemin etmişler ve kafasını getirene yüz deve vermeyi vaad etmişti. Müşrikler bunu biliyorlardı.

Asım bin Sabit'in ve diğer Eshabın Allah Allah nidaları, dağları inletiyordu. İkiyüz kişiye karşı on mücâhid ölesiye çarpışıyor, yanlarına yaklaşanlar yaptıklarının cezasını görüyorlardı. Asım bin Sabit en sonunda iki ayağından yaralanıp yere düştü. Kafirler, Asım bin Sabit'ten o kadar korkmuşlardı ki yere düşünce bile yaklaşamadılar ve uzaktan ok atarak şehid ettiler.

O gün orada mevcut bulunan on sahabiden yedisi şehid oldu, üçü esir edildi. Lıhyanoğulları Sülafe binti Sa'd'a satmak için Asım bin Sabit'in başını kesmek istediler. Fakat Allahü teâlâ, Hz. Âsım bin Sabit'in duasını kabul buyurdu ve mübârek cesedine müşrikler el süremediler.

Allahü teâlâ bir arı sürüsü gönderdi. Bulut gibi Asım bin Sâbit'in üzerinde durdular. Hiç bir müşrik yanına yaklaşamadı.

"Bırakın akşam olunca arılar onun üzerinden dağılır, biz de başını alırız", dediler.

Akşam olunca Allahü (c.c) hiç bulut yok iken bir yağmur gönderdi. Görülmemiş bir yağmur yağdı. Sel geldi ve Asım bin Sabit'in cesedini alıp götürdü. Cesedin nerede olduğu bilinemedi. Ne kadar aradılarsa da bulunamadı. Bunun için müşrikler Asım bin Sabit'in hiçbir yerini kesmeye muvaffak olamadılar.

Yorum Gönder